Muhammed Salih

Muhammed Salih sürgündeki Özbek muhalifeti lideri. Yazar ve politikacı. İlk şiir denemelerini de öğrencilik yıllarında yapar. Özbekistan’da Sovyet Baskısına ve komünizme karşı edebi alanda bir mücadele başlatır. Gazetecilik, senaristlik ve 1988–1991 yılları arasında Özbekistan Yazarlar Birliği Başkanlığı yapar. Milletvekili seçilir. Siyasi dernekler kurar ve 1991’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kerimov’a karşı adaylığını koyar. 1992 yılında baskılar sonucu yurdunu terk etmek zorunda kalır… Bir süre Azerbaycan’da yaşar sonra da Türkiye’ye gelir.

Muhammed Salih 1949’da Özbekistan’ın Harezm vilayetinde dünyaya geldi. 1966’de liseyi bitirdi; Yüksek öğrenimini Taşkent ve Moskova’da tamamlamıştır. 1968-1970’de Sovyet ordusunda askerlik görevine çağrıldı. Askerliğini Çekoslovakya’da yapan Muhammed Salih, burada meşhur Prag Baharının şahidi oldu. Prag olayları henüz 18 yaşında olan Muhammed Salih’in zihninde iz bıraktı ve Sovyet sisteminin adil bir sistem olduğu hakkındaki propagandalara şüpheyle bakmaya başladı. 1970’de askerlikten terhis oldu. Aynı yıl Taşkent Devlet Üniversitesi’ne kabul edildi, 1975’te mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında şiir ve tercüme denemeleri yapmıştır. Dönemin genç kuşaklarını etkileyen varoluşçuluğu incelemiştir. Jean-Paul Sartre, Albert Camus, Franz Kafka gibi ünlü yazarların eserleriyle ilgilenmiştir. Mezuniyet tezini Çağdaş Fransız şiiri’’ olarak seçmiştir. O yıllarda Franz Kafka eserlerini ve XX. yüzyıl Fransız şiirini Özbek Türkçesine tercüme etmiştir. 1975-85 yıllarında 7 şiir kitabı yayınlanmıştır. 1982’de “Dede Korkut Kitabı”nı, 1986’da Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları”nı, daha sonra Türkçe’den “Yunus Emre Divanı”nı Özbek Türkçesine çevirtmiş ve yayınlatmıştır.

Özbek şiirinde “Metoforistik Akım’’ denilen yeni bir ekolun mimari olan Muhammed Salih kısa sürede Sovyet aydınlarının tanıdığı bir isim haline gelmiştir. 1985 Ocak ayında ‘’Politbüroya Mektup’’ adlı eserini yazdı ve eser bütün SSCB’de büyük etki yarattı. Bu sosyal depresyon onu politikaya iten bir etken haline geldi.

Şiiriyle başlayan tanınma sürecinde bir anda Özbek gençliğinin en çok okuduğu şair haline gelen Muhammed Salih, özellikle şiirine ustaca yerleştirdiği metaforlar yardımıyla dillendirilen özgürlük arayışı ve eleştirel ton dolayısıyla, Rusya içinde gizliden gizliye süregelen dilini bulamamış özgürlük arayışına katkısıyla, kısa sürede bir çok Sovyet aydının da tanıdığı bir isim haline geldi. 1985’te Özbek Milliyetçilerin baş eseri olan “Politbüroya Mektup” adlı manifestosunu yazarak, başta Türk soylu topluluklar olmak üzere devrin çürümeye yüz tutmuş SSCB’sinde adeta bir depremin ortaya çıkmasına yol açtı. Onun açtığı bu yolda baskı altındaki sanatçıya egemen olan depresyonun, zulümle yürütülen bir idareyi nasıl bir büyük depresyona götürebileceği gerçeği hiçbir dönemde olmamış biçimde bir yeni gerçekliği ortaya çıkardı.

Muhammed Salih’in hem yerel Özbek idaresi hem de genel Sovyet idaresi karşısında nasıl bir tehlike olabileceğini sezen Sovyet idaresi engel olamadığı bu gelişim karşısında son çare olarak ona bir takım ayrıcalıklar tanıyarak kontrol altına almaya çalıştıysa da, Muhammed Salih, hiçbir tavize yanaşmadan hemen her makalesinde halkının dertlerini dile getirmekten ve yüksek Sovyet idaresine keskin eleştiriler yöneltmekten geri durmadı. O kadar ki, Özbekistan Yazarlar Birliği genel sekreteri olarak SSCB Yazarlar Birliği kurultayında çıktığı kürsüde Sovyetler Birliği’ni tarihinde olmadık biçimde eleştirerek kendisine sus payı olarak sunulan Komünist Parti davetini reddeden ilk şair olmak şerefine ulaştı.

Bir anda onu Özbek milletinin saygın liderlerinden biri haline getiren bu çıkıştan sonra kendisini bütünüyle bir özgürlük mücadelesinin içinde bulan Muhammed Salih, hem sanatsal hem de siyasal söylemine katmış olduğu İslami boyut dolayısıyla da artık hiçbir biçimde önüne geçilemeyecek bir büyük söylemin sahibi olarak 1988 yılında üç arkadaşıyla birlikte zamanın ilk muhalif örgütü niteliğindeki ‘Birlik Halk Hareketi’ni ve bunu takiben de 1990’da daha sonra bir efsane gelecek olan ‘ERK’ Partisini kurdu. Aynı yıl Özbekistan Parlamentosu’na girmiştir. İlk hedefi özgür ve bağımsız Özbekistan olan Muhammed Salih, Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonraki ilk parlamentoda ‘Özbekistan’ın Mustakillik Deklarasyonunu’ nu ortaya koyarak, geri dönülmez bir özgürlük ve demokrasi hareketinin de başlatıcısı oldu.